Melbourne Park'ta Büyük Heyecan

19 Ocak – 1 Şubat tarihleri arasında yılın ilk grand slam tenis turnuvası oynanacak. Avustralya Açık Tenis Turnuvası… 110. yıldönümü kutlanan bu büyük şampiyona, her zaman olduğu gibi, bu yıl da tüm tenisseverler tarafından heyecanla beklenmekte…

Tenis dünyasında ‘Grand Slam’ turnuvaları olarak adlandırılan dört büyük turnuva, oyuncular ve tenisseverler tarafından dört gözle beklenir. Tenisçiler için en büyük popülarite, en yüksek başarı puanı ve en parlak ödüller bu turnuvalarda kazanılır. Grand Slam’larda başarı kazanan oyuncular medya ve sponsorların yoğun ilgisini görür. Yılın ilk grand slam turnuvası ‘plexicushion’ adlı sert zeminde oynanan Avustralya Açık Tenis Turnuvasıdır.
Melbourne’deki bu büyük olayı, Mayıs-Haziran aylarında toprak kortta oynanan Fransa Açık Tenis Turnuvası takip eder. Haziran-Temmuz aylarında çim kortta Wimbledon Açık Tenis Turnuvası oynanır. Eylül ayında, sert zeminde oynanan Amerika Açık Tenis Turnuvası ile grand slam turnuvaları sona erer. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da medya ve tenisseverlerin ilgisi turnuvanın seribaşlarında… Oyunculara verilecek ödülün toplam tutarı 36,3 milyon AUD$. Genelde şampiyonlar dünya sıralamasının üst sıralarındaki tenisçiler arasından çıksa da, tenis dünyası büyük yıldızların doğuşuna sahne olan çarpıcı sürprizlere defalarca tanık olmuştur. ‘True Blue’ zeminin bu yılki favorilerine kısaca değinelim.

Tek erkeklerin en büyük favorisi dünyanın bir numaralı tenisçisi Novak Djokovic… Kariyerindeki yedi grand slam şampiyonluğunun dördünü Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nda kazandı. Genç ve çok formda; ilk defa 2011 yılında bir numaraya yükseldi, kariyeri boyunca toplam 125 hafta bir numarada kalma başarısı gösterdi. İki numaralı seribaşı Roger Federer, 2015 yılına dünyanın 2 numaralı tenisçisi olarak girse de, 302 hafta ile, ‘en uzun süre bir numarada kalma’ rekorunu hala elinde bulunduruyor. 33 yaşında ve onyedi şampiyonluk ile ‘en fazla grand slam kazanan oyuncu’ olma başarısına sahip… Büyük tenisçi Jimmy Connors, Federer’in oyun stilindeki çok yönlülüğü ‘Hem toprak, hem çim, hem sert zemin ustası demek yerine kısaca Roger Federer denmeli’ şeklinde değerlendiriyor. Dünyanın üç numaralı tenisçisi Rafael Nadal, Fransa Açık Tenis Turnuvası’nı dokuz kere kazanmış olması nedeniyle ‘Toprak Kortun Kralı’ olarak anılmakta... 141 hafta bir numarada kalma başarısının yanında, kariyerine ondört grand slam şampiyonluğu ve bir olimpiyat şampiyonluğu yazdı. Dünya sıralamasının dört numarasında bulunan Stanislas Wawrinka, geçen yıl Avustralya Açık’ı kazanmış olmasından dolayı mavi zeminli korta ‘şampiyon’ ünvanıyla çıkıyor. Kariyerinde, çiftler kategorisinde bir olimpiyat şampiyonluğu başarısı da var. İlk dört sıradaki yıldıza ek olarak, yükselen grafiğiyle dikkat çeken Kei Nişikori ile Andy Murray ilgiyle izlenecek tenisçilerin başında geliyor. Murray’ın başarıları arasında iki grand slam şampiyonluğu, bir olimpiyat şampiyonluğu ve üç Avustralya Açık Tenis Turnuvası finali var. 
Tek bayanlara bakıldığında, bir numaralı seribaşı Serena Williams’ın kazandığı başarılarla ışıl ışıl parıldadığını görüyoruz. Teklerde onsekiz, çiftlerde onüç grand slam şampiyonluğu bulunan Williams’ın teklerde bir, çiftlerde üç olimpiyat şampiyonluğu da var. Toplam 213 hafta boyunca dünya sıralamasının bir numarasında kalma başarısına sahip büyük bir tenisçi… Turnuvanın iki numaralı seribaşı Maria Sharapova’nın kariyerinde beş grand slam şampiyonluğu ve bir olimpiyat bronz madalyası var. Ayrıca, 21 hafta boyunca bir numarada kalma başarısı da göstermiş. Üstün tenis yeteneği ile olduğu kadar güzel fiziğiyle de medyanın ilgisini cezbetmekte… Genç yıldız Simona Halep’in bu yıl çizeceği grafik merakla beklenirken; bir diğer favori Petra Kvitova kariyerindeki iki Wimbledon şampiyonluğu ile yeteneğini çoktan kanıtlamış durumda ve Melbourne Park’a ilk Avustralya Açık şampiyonluğunu kazanma hedefiyle geliyor.
2014 yılının başından beri kortların antrenör koltuklarında süregelen ilginç bir rekabete de değinmekte yarar var. 1980’li yılların ikinci yarısında, tek erkeklerde ATP dünya sıralamasının ilk üç sırasından inmeyen Alman Boris Becker ve İsveçli Stefan Edberg; göz kamaştırıcı teknikleriyle sporseverleri tenise aşık etmiş, aralarında oynadıkları unutulmaz maçlarla tenis dünyasına çok parlak bir dönem yaşatmışlardı. Bu büyük oyuncular kortlardaki mücadelelerini, 2014 yılının başında antrenör koltuklarına taşıdılar. 2013 yılının sonunda Novak Djokovic’in Boris Becker ile antrenörlük anlaşmasına varmasının ardından, 2014 yılının başında Roger Federer ‘çocukluk kahramanım’ dediği Stefan Edberg’i danışman rolüyle antrenör kadrosuna kattı. Böylece, Roger Federer’in çocukken ‘futbol yerine tenisi tercih etmesine’ neden olarak gösterdiği ‘Edberg-Becker Rekabeti’ yeniden doğdu. İki oyuncunun 2014 yılındaki performanslarına göz gezdirdiğimizde; aralarında oynanan 6 maçta 3-3’lük galibiyet eşitliği görülmekte ama, Djokovic’in galibiyetlerinden birini Wimbledon finalinde aldığını hesaba katarsak, antrenörlük koltuğundaki rekabetin ilk yılını Boris Becker’in önde bitirdiğini söyleyebiliriz. Oyunculuk dönemlerinde Becker-Edberg arasında oynanan 35 maçta, Becker toplamda 25-10 galibiyet üstünlüğüne sahip olsa da, grand slam turnuvalarında yapılan dört karşılaşmanın üçünü Edberg kazanmıştı. Federer, Edberg’in rehberliğinde servis-vole oyununu güçlendirerek daha atak bir oyun anlayışı kazandı. Djokovic ise üstün oyun becerisine, Becker sayesinde ruhsal dayanıklılık ve kendine inanç kattı. Becker-Edberg rekabeti, bu yıl da Avustralya Açık’a farklı bir renk katacak gibi görünüyor.
Avustralya Açık Tenis Turnuvası, 110. yıldönümünde de unutulmaz bir tenis ziyafeti sunacak. Tenise ilgisi olsun olmasın, tüm sporseverler bu eşsiz organizasyonu takip etmeliler… Melbourne; dayanıklılık, yetenek, inanç ve sportmenliğin en üst seviyede biraraya geldiği harika bir sportif olaya sahne olacak.
Yayın Tarihi: 8 Ocak 2015

Yayın Ortamı: İndigo Dergisi

http://indigodergisi.com/2015/01/melbourne-parkta-buyuk-heyecan/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder