Ünlü sporadamı; ABD’de 1995
yılında yayınlanmış olan Kutsal Çemberler kitabında saha ve soyunma odasındaki
unutulmaz anlar ve yönetici odasındaki diyaloglar aracılığıyla deneyimlerini
anlatarak, başarısının sırrını spor dünyasıyla paylaştı.
Phil Jackson, basketbol
dünyasının en önemli spor adamlarından birisi… 1990’lı ve 2000’li yıllarda
antrenör olarak kazandığı göz kamaştırıcı başarılar ile basketbolseverlerin
gözünde ‘yaşayan efsane’ mertebesine ulaşmış, önemli bir kişi…
Kutsal Çemberler, başarılı bir
spor adamının kariyerinin belli bir dönemine ilişkin anılarını ve deneyimlerini
aktaran çok güzel bir spor kitabı olmakla birlikte, günümüzün en önemli
konularından biri olan ‘Takım Çalışması ve Liderlik’ konusunda çarpıcı ipuçları
da veriyor. Çalışma ortamları çeşitlilik gösterse de tüm iş alanlarında modern
çalışma yaşamının vazgeçilmez ögelerinden birisi olan takım çalışması kavramı,
bir basketbol antrenörünün bakış açısıyla ele alınmış. Phil Jackson’ın liderlik
anlayışı, uygulama alanının doğası gereği aktif sporcu ve sporadamlarının
ilgisini çekse de, Kutsal Çemberler kitabı takım liderliği yapan tüm
profesyoneller için de ilgi çekici bir ders niteliği taşıyor.Phil Jackson, lise ve üniversite
öğrenimi sırasında başarılı performansıyla dikkatleri üzerine çekmesi
sayesinde, 1967’de New York Knicks tarafından draft edilerek profesyonel
basketbola adımını attı. 1967-1978 yılları arasında New York Knicks ile iki NBA
şampiyonluğu kazanma başarısı gösterdikten sonra, iki yıl süreyle New Jersey
Nets’te forma giydi ve 1980 yılında oyunculuk kariyerini sona erdirdi. Bir süre
basketbol dünyasından uzak kaldıktan sonra 1983 yılında, NBA liginin bir alt
seviyesindeki CBA ligi takımlarından Albany Patroons’ta antrenörlüğe başladı.
1983-84 sezonunda bir CBA şampiyonluğu kazanma başarısı gösterdi. 1987 yılında
Chicago Bulls’a Yardımcı Antrenör olduktan sonra 1989 yılında Başantrenör
pozisyonuna getirildi. 1989-1998 yılları arasında altı NBA şampiyonluğu kazandıktan
sonra Los Angeles Lakers’e transfer oldu ve 1999-2011 yılları arasında
başarılarına beş NBA şampiyonluğu daha ekledi. 2014 yılının Mart ayında New
York Knicks Başkanı olarak yöneticiliğe adım attı, hala bu görevini sürdürüyor.
Michael Jordan gibi üstün
yetenekli bir oyuncuya sahip olmak Chicago Bulls’u dünyanın en büyük takımı
yapmaya yetmedi. Zira, Chicago Bulls’un yükselişi Michael Jordan’ın Bulls’a
gelişiyle değil, Phil Jackson’ın başantrenörlüğe getirilmesiyle başladı. Phil
Jackson, tarihi boyunca vasat bir düzeyin üzerine çıkmayı başaramamış olan
Chicago Bulls takımını, nasıl dünyanın en büyük basketbol takımı haline
getirdi? Büyük Hoca, başarısını liderlik anlayışına bağlıyor. Phil Jackson’ın
liderlik ilkelerine ana hatlarıyla değinmek istiyorum.
Jackson’a göre hiçbir lider
yalnız başına bir takım yaratamaz. Oyuncular, çorbada tuzunun olduğunu
hissetmelidir. Oyuncuların kendilerini değerli görmesi takım performansı
açısından belirleyici bir öneme sahip. Bu nedenle, lider iletişim becerileri
güçlü birisi olmalıdır ve bu becerilerini kullanarak oyuncular için başarıya
uygun bir çalışma ortamı sağlamalı. Jackson, takımın başarılı oyuncularından
birisi olan B.J. Armstrong’un Chicago Bulls’un başarısının sırrına ilişkin
düşüncesine özellikle dikkat çekmiş. ‘Takımdaki her bireyin, herkese karşı
gösterdiği büyük saygı.’ Bu noktada Jackson’ın otorite kavramına yaklaşımına
değinmek yerinde olur. İnsanların otoriteden çekinmedikleri veya otorite
altında ezilmedikleri zamanlarda gerçek otoritenin açığa çıktığını belirterek
oyuncuların ilişki kurdukları ve kendi potansiyellerini farkedebilecekleri hür
bir ortam yarattıklarını iletiyor.
Takımda güven duygusu olmalı.
Phil Jackson, 1989’da göreve
geldiğinde antrenman ve soyunma odasında yaşananları medyaya anlatmamaları
konusunda oyuncularını sıkıca uyarıyor. Güven duygusunun önemine değinmekle
birlikte, başarılı antrenör güven ile takım içi rekabeti birbirinden farklı,
iki ayrı kavram olarak görüyor. Ona göre her oyuncunun en büyük arzusu takımda
sürekli olarak görev almak. Yedek sırasında oturan oyuncuların ilk beşte oynayan
oyuncular üzerinde başarma baskısı oluşturmalarını engellemek amacıyla sahada,
kısa veya uzun süreli olmak üzere, daha fazla oyuncuya görev verme yolunu
seçmiş.
Takımdaki görevler, takım oyuncularının güçlü yönlerine göre
belirlenmeli.
Phil Jackson, CBA’da çalıştığı
dönemde bitime saniyeler kala son atış olanağı yakaladıkları bir anda,
takımdaki en iyi şutörün ukala tavırlarından hoşlanmadığı için, son atış
hakkını başka bir oyuncuya veriyor ve sonuç başarısızlık oluyor. Kişisel
egosuna yenilmesi sonucunda yaşadığı bu başarısızlığı hiç unutmamış. Ona göre,
oyuncuyla ilgili kişisel düşünceniz ne olursa olsun, görevi doğru oyuncuya
vermek takımın başarısı açısından kaçınılmaz bir gereklilik.
Takım üyelerinin kişisel gelişimi takımın başarısı için belirleyici bir
öneme sahip.
Phil Jackson, oyunculara güçlü
yönlerini farkedebilmeleri için gereken serbestliği tanıyor. Örneğin, şutları
zayıf olan bir oyuncu, şut denemelerinin isabetsiz sonuçlandığını görünce pas
yönünü güçlendirmeye başlıyor. Bu anlayış, oyuncuların farkındalığını
arttırdığı için Jackson’ın görev dağılımı sırasında çektiği sıkıntıyı da
azaltmış.
Takımın genç oyuncularına
dikkatle yaklaşılmalıdır. Phil Jackson, genç oyunculara sakinleştirici bir
tarzda yaklaşılması gerektiğini düşünüyor. Genç oyuncuları hayalperestlikten
vazgeçirmeli, gerçekçi bir şekilde ne olabilecekleri onlara anlatılmalıdır.
Takım oyuncuları için özgüven ve motivasyon çok önemli.
Phil Jackson, oyunculara
kendileri gibi oynayıp tabiatlarındaki atleti ortaya çıkarmaları gerektiğini
aşılıyor. Özellikle zor durumlarında, onlara tarafsız ve içten bir empati ile
yaklaşmayı tercih ediyor ama gerekli gördüğü durumlarda onları uyarmaktan ve
sertçe eleştirmekten de çekinmiyor. Başarılı antrenör, motivasyon için üç şeyin
gerekli olduğunu belirtmiş: Korku, hırs ve basketbol sevgisi… Ona göre;
başarısızlık korkusu hisseden, başarı hırsına sahip, yaptığı işi seven insanlar
başarı için gereken motivasyona sahip olabilirler. Lider, takımın tüm üyelerine
aynı dikkat ve özenle yaklaştığında ortak acılar, ortak arzular ve ortak
hayallerin paylaşıldığı noktaya ulaşılır.
Başarı, takım ruhunun
yitirilmesine neden olur. Liderler, yükselen egoların ve başarıya doyma
duygusunun, takım ruhuna vereceği zararlara karşı önceden hazırlıklı olmalı ve
gerekli tedbirleri almalılar. Chicago Bulls’un üst üste şampiyonluklar
kazandığı dönem Phil Jackson’ı yeni bir mücadelenin içine sokmuş. Başarının
oyuncular üzerinde yarattığı olumsuz sonuçlar, oyuncular arasındaki dayanışmayı
azaltarak takımın başarı düzeyini düşürmüş. Efsane basketbolcu Michael Jordan
takım içerisinde zamanla ortaya çıkan bu havayı ‘Başarı; Bizi, Ben’e
dönüştürür’ şeklinde ifade ediyor. Phil Jackson, aldığı acil önlemlerle takımın
başarı grafiğinin aynı düzeyde devamını sağlamış.
Lider, özgün ve öncü olmalı.
Daha önce yapılmamış olanı
yapanlar istisnai başarılar kazanırlar. Phil Jackson, Kutsal Çemberler’de
ayrıntılı olarak değindiği gibi, göreve geldiği andan itibaren ‘üçgen hücum’
olarak adlandırılan farklı bir oyun sistemini uygulamaya koymuş. Oyuncuların
yakınmaları ve taraftarların baskılarına rağmen doğru bildiği yolda ilerleyerek
üçgen hücum sisteminde ısrar eden efsane antrenör, çalışmalarının karşılığını
üç şampiyonluk kazanarak almış. Ona göre, yüreğimizden geçene güvenmek lider
olmanın birinci kuralıdır. Bir karar verdiğimizde sonuç ne olursa olsun sebat
etmeliyiz.
Phil Jackson, Kutsal Çemberler
kitabında anlattığı dönemin sonrasında daha büyük başarılara imza atarak
basketbolun unutulmazları arasındaki yerini aldı. Kutsal Çemberler, spor
dünyasının kapalı kapıları ardında neler yaşandığını gözler önüne serdiği gibi,
diğer iş alanlarında takım yöneticiliği yapanlar için liderlik dersleri
veriyor. Phil Jackson’ın liderlik tarzı tüm yönetici ve yönetici adayları için
önemli bir değer.
Yayın Tarihi: 01 Kasım 2014
Yayın Ortamı: İndigo Dergisi
http://indigodergisi.com/2014/11/kutsal-cemberler-phil-jackson-takim-calismasi/
Yayın Ortamı: İndigo Dergisi
http://indigodergisi.com/2014/11/kutsal-cemberler-phil-jackson-takim-calismasi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder